harze 4

Avrupa’da İnsanı Yenileyen Bir Deneyim: Wallonia​

Bugüne kadar “bu defa nereye gidiyorsun?” sorusunun cevabını verdiğimde “off ne güzel , çok kıskandım şimdi” cevabını almaya alışmıştım.

 

Ancak cevap “Belçika” olunca karşılaştığım yüz ifadesine şaşırmıştım. Ardından gelen derin bir “pufff”…

 

“Nasıl dayanacaksın oraya, Sıkılmayacak mısın?”

 

Belçika sadece Brüksel’den ibaret değil. Eğer doğayı ve tarihi seviyorsanız size sunacağı çok alternatif var. Hele de Federal Belçika’nın 3 otonom bölgesinden biri olan Wallonia’ya adım attığınız andan itibaren doğası ile insanı dinlendiren, Şatoları ve kaleleri ile hayranlık uyandıran ve festivalleri ile coşturan (evet yanlış duymadınız: Coşturan!) bir coğrafya sizi karşılıyor.

 

Wallonia her ne kadar “Fransızca konuşan Belçika bölgesi” olarak tanımlansa da, “Yaşasın Fransızca biliyorum” diye sevinenleri hemen uyaralım. Burada konuşulan Fransızca, Belçika’da konuşulandan biraz farklı. Ve kişiden kişiye konuşma dili değişebiliyor .Ancak yine de birbirinizi anlamak mümkün.

Wallonia Tarihinde Bir Gün

tilff-2

Wallonia’da insana en çok keyif veren aktivitelerden biri Kale ve şatoları gezmek… Bunların başında ise 17. yüzyıldan kalma Harze kalesi geliyor.

 

Avrupa’daki benzerlerinden farklı olarak kalenin içindeki müzeler içerik olarak oldukça farklı.Bunların en başında ise değirmencilik ve fırıncılık müzeleri geliyor. ‘Ekmeğin tarihini’ merak ediyor, geçmişte nasıl yapıldığını görmek istiyorsanız bu müze gerçektende türünün tek örneği. Eğer ekmeğin eski devirlerde nasıl yapıldığına şahsen tanıklık etmek istiyorsanız o zaman‘uygulamalı gösterinin’ yer aldığı Pazar günleri gelmekte fayda var. Okul gruplarına kendi ekmeklerini yapmalarına bile izin veriliyor. Size neden verilmesin?

Tilff Karnavalı

tilff-1

Belçika’ya sadece gezmek görmek değil, eğlenmek için de gelmek mümkün.Özellikle de bölgede düzenlenen 100’ün üzerinde festival göz önüne alındığında… Bunun için seyahatinizi Mart’ın ilk haftasına denk getirmeniz yeterli: yani Tilff Karnavalı dönemine.

 

Folklorik danslar, ve adetlerle, ihtişamlı tarihi ve eğlenceli kostümlerin başrolünde olduğu festival, fotoğraf çekmeye meraklı olanlar için de bir şenlik adeta. Porai ismi verilen, altı beyaz üstü yeşil, kökünden koparılmış bir ağacı andıran, sebze bir karakterin etrafında dönen festival, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ve devam ettirmekte olan Wallonia’lıların bu alandaki ününü perçinleştiriyor.

 

Tilff karnavalı sadece büyükler için değil küçük çocuklar için de eğlence demek. Çünkü festival günü gelip çattığında hepsi okullarında yüzlerini boyuyor, palyaço kıyafetlerini giyip kendilerini sokağa atıyorlar.Karnaval bölge halkı için genel anlamda sadece eğlenmeyi ifade ediyor. Belçika pop şarkıları eşliğinde genç yaşlı herkes bu özel günde içiyor , sokaklara çıkıp gönlünce dans ediyor.

 

Ancak şimdiden uyaralım. Belçika’nın Mart’ı ile Türkiye’nin Mart’ı bambaşka. Yani ne olur ne olmaz, bütün günü dışarıda geçireceğiniz bu karnaval için yola çıkmadan önce bavulunuza yün şapka, eldiven ve atkı atmayı sakın unutmayın.

Ardennes

wallonia-andenne-2

Eğer karnaval sizi biraz yorduysa ve doğada huzurlu bir yürüyüş yapmak ve biraz da dinlenmek istiyorsanız adres belli: Ardenne bölgesi.

 

Geniş yemyeşil ormanlık bir alan, 500-600 metrelik tepeler ve hızla akan nehirler…  İnsan buranın huzur veren sessizliğine bakınca, bir zamanlar buraların Avrupa’nın en stratejik noktası olması nedeniyle kanlı savaşlara ev sahipliği yaptığına inanamıyor çünkü bugün bakıldığında, o günlerden geriye hiç iz kalmamış.

 

Ardennes’e hayran kalıp burada birkaç gün geçirmek isteyenler için adres, Wallonia’nın su başkenti olarak bilinen  Verviers şehri. Üstelik şehrin içinde de gezilebilecek ilginç yerler var. Avrupa’nın en kaliteli yün tekstil merkezlerinden biri olan bu şehirde doğal olarak ilk olarak gezilmesi gereken yer “Yün ve Moda Turist Merkezi”. Sadece içindekiler değil, içinde yer aldığı binanın Neo-klasik tarzıyla da insanı cezbediyor.

SPA

harze-3

Bugün sağlıklı yaşamın adresi olan spa’ların isim babası yine Wallonia’dır. Spa Wallonia’daki bir şehrin adı. Ve ‘spa’ ismini tüm dünyaya, Ardenne’de yer alan bu küçük kasaba vermiş. Buranın şifalı sularının keyfini ilk çıkaran ise 16. yüzyılın başında  bu bölgeyi elinde tutan keyfine düşkün Kral Sekizinci Henry’miş. Ancak Spa kasabasının ünü kısa sürede yayılmış ve Rusya Kralı Peter ve Kral İkinci Charles’da kısa zaman içinde müdavimler arasındaki yerlerini almışlar. 18. yüzyıla gelindiğinde Spa, tedavi edici, sağlık şehri olarak ününe ün katmış. 19 . yüzyıla gelindiğinde İngiltere’den gelen insan sayısı o kadar çokmuş ki bazı sokakların isminin İngilizce olması bu yüzden…

 

Spa kasabasını diğer kasabalardan ayıran en önemli özelliği ise, alışık olduğumuz spaların modern ve yeni binalarda yer alıyorken, Spa’daki spalar, tarihi klasik binaların içinde yer alıyor olması. İnsan bu binalardan biirne girip böylesine muhteşem sağlık tesislerini bulmayı beklemiyor açıkçası.

Comments are closed.