DSC_0954-min

İdeal Seyahat Alışverişi

“Para mutluluk satın alamaz” derler. Bo Derek ‘in ise bu tespite cevabı hazırmış. “Demek ki nereden alışveriş edeceklerini bilmiyorlarmış”…

“Tüketici Toplumu” deyiminin olumsuzluğu, her kredi kartını kasaya uzattığımızda Demokles’in kılıcı gibi boynumuzda uzansa da, kadın olarak kendimizi ondan alamayız… Tıpkı sarhoşluk gibidir. O an çok keyif verir ama ertesi gün hafif başınız ağrır, mideniz bulanır, hafif bir pişmanlık ile karşılanır. “Ben neden bu kadar içtim ki?” nin yerini” Ben sadece iki kere kullanacağım bir şeye neden bu kadar çok para verdim ki? “ alır…

Alışverişin herkes için sebebi de farklıdır. Kimi statü kazanmak, kimi güzel görünmek, kimi ‘bende sizdenim’ mesajı vermek , kimi daha mutlu olduğuna inanmak için…

Seyahat eden için ise durum daha da tehlikelidir. Çünkü bir kere gördüğünüz ve ilk görüşte aşk yaşadığınız nesneyi bir daha ömrünüz boyunca görmeyeceksinizdir ve onu satın alma şansını kaybedebilirsiniz. “Ya şimdi, ya hiç” tir. Üstelik o tektir. Yaşadığınız ülke de veya bir başkasında yoktur. Arkadaşlarınız size “ nerden aldın?” diye sorduğunda , gururla ‘yurt dışındaki bir Pazar yerinden’ cevabının tatmininin (ki tercümesi “ hayatta bulamazsın, bu bir tek bende var) yerini hiçbir şey tutamaz. Kısacası yurt dışında alışveriş yapmanın nedeni ‘kimse de olmayanı’ almaktır. Ve inanın bana bu öyle kolay bir iş değildir…
Deplasmanda alışveriş yapmanın da bir takım incelikleri, ipuçları, uyanıklıkları var…
Picture
Gezi hayatımın ilk günlerinde Hindistan’dan aldığım ve adını ‘Zürafa’ koyduğumuz (görüntüsünden ve büyüklüğünden dolayı) çantalardan 3 tanesi ile dönmüş. İçini ‘Nadide Sultan’ ( başka hiçbir yerde bulamayacağımızı düşündüğümüz halı, kumaş, perde, tahta oyma, takı elbise vs) ile doldurmuş. Geri döndüğümde aynılarını Tahtakale’deki Şark Han’da görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.

Yurt dışında alışveriş yapmanın bir diğer tehlikesi de, bir süre sonra seyahat etmekte olduğunuz coğrafyada gördüklerinizin size, yaşadığınız ülkedekinden de normal gelmeye başlamasıdır. Bir bakmışsınız, Bangladeş’te gördüğünüz, hem buruna hem kulağa hem de alın çizgisine aynı anda takılan ve yüzünüzde 5 kilo ağırlık taşıyormuşsunuz gibi hissettiren takılara bakmaya başlamış, Peru’daki campesinalar gibi gökkuşağının renklerinden hiç birini ihmal etmemiş yerel giysilersen birini edinmiş, ya da Malezya’daki İban kabilesi yerlilerinin kullandığı üflemeli ok ve borulardan satın alıvermişsiniz.

Ülkenize döndüğünüzde ise sonuç hep aynıdır: Giydiklerinizden dolayı size ‘Üsküdar’ın Delisi’ yaftasını yapıştırıvermişler. Ya da kuzeniniz sizi potansiyel bir William Tell olarak görmüş , Malezya’dan aldığınız boruyu üfleyerek, başınıza itinayla yerleştirdiği elmayı ok ile vurmayı çalışmakta…

Benzer hayal kırıklıklarını yaşamamanız için , size Dünyanın dört bir yanından, MSE (Meltem standartlar Enstitüsü) onaylı adresleri yazıyorum.

-Bangkok’taki Platinium alışveriş merkezi sadece kadınlar için hazır giyim üzerine yoğunlaşmış bir mekan. Bangkok’ta açık hava pazarlarını birkaç gün üst üste gezdikten sonra Buda heykelleri, taklit saatler, turistik Tayland t-shirtleri veya Kick Box şortlarından bıkabilirisiniz. Platinium ise Batılı tarzda tasarım yapan genç tasarımcıların , farklı, zevkli ve bir o kadar kaliteli tasarımlarını sunduğu bir merkez. Fiyatlar Türkiye’ye oranla çok ucuz. Tek uyarımız burada kredi kartının geçmiyor olması…

Adres: Petchaburi Road, Pratunam Petchaburi Road, Pratunam

-Dünyanın başka bir yerinde kolay kolay bulamayacağınız Hint düğün elbise ve takımlarının satıldığı bir dükkan olan Season’s India. Buradan aldıklarınızı modern parçalarla kombinleyerek, çok güzel gece elbiselerine dönüştürebiliyorsunuz. Hepsi el yapımı ve müzelik sanat eserleri adeta. Hint elbiseleri her yerde bulunabiliyor ama düğün için olanlar pek ithal edilmediğinden üstelik bu kadar ince işçilik kolay kolay bulunmadığından tavsiye edilir.

Plaza Asiad, Station Road, Santa Cruz (West), Mumbai 400054. India. Ph #: +91-22-61459999

-Peru’da Titicaca gölü yakınlarındaki La Raya köyündeki açık hava pazarında, Alpaca (Lama’ya benzeyen ama daha küçüğü) yününden yapılmış şapka, elbise, çorap, terlik ve pançolar var. Hepsi birbirinden renkli ve orijinal. Ancak Pazar yeri 4335 metre yükseklikte olduğu için insan vücudunu oldukça zorluyor. Dediklerine göre alışveriş yapayım derken oksijen azlığından can verenler olmuş. Bizden uyarması.

  • Benim gibi üst baş alışverişine düşkünseniz (annemin deyimiyle paçavra düşkünü), Prag ilk başta size sıkıcı gelebilir. Türkiye’deki mağazaların aynısı orada da var. Beni heyecanlandıran tek bir dükkan oldu; İVANA FOLLOVA ART AND FASHİON GALLERY.

Adres: Tyn 1. NAMESTİ REPUBLİKY. Prag’ın ünlü bir tasarımcısı olan İvana Follova, bu dükkanda el yapımı boyamalarla renklendirdiği ipek kumaştan yaptığı ilginç tasarımlarını sergiliyor. Yere kadar uzanan balon, siyah- koyu turuncu renklerden yapılmış eteğe aşık oluyorum. Ama 38’i küçük geliyor. Mağazaya uğrayacak olanlardan 40’ı varsa lütfen bana da bir tane almalarını rica ediyorum!!!

-Endonezya’nın sihirli dünyasına adım atmak artık çok kolay. Plaza Indonesia’daki

Toko Ampuh dükkanı geleneksel uzakdoğu ilaçları ve otlarını ayağınıza getiriyor. Benim tavsiyem Taiwan’dan getirtilen Oolong çayı…

Marakesh’in benim için en cazip yeri olan Pazar’a, yani DJema El Fna’nın arka tarafında yer alan bölüm alışveriş açısından bir diğer cennet mekandır…Tuareg eşarpları, gümüş Tuareg tılsımlı kolyeleri, birbirinden renkli takılar, şapkalar ve müzik aletleri…Bu Pazar Fas’a has her türlü eşyayı sunmaya hep hazırdır.

Pembe ipliğe sarılmış gümüş bir tuareg tılsımı ilgimi çekiyor.

“Ne kadar?”

“100 dinar”

“A ha ha ha “

Son attığım ve genelde satıcıları irite eden, Oscar’lık performans göstererek yüzüme yerleştirdiğim kahkahanın anlamı açık. “Güldürecek kadar pahalı!”.

Kolyeyi sıkı bir pazarlık sonucu 10 Dinar’a alıyorum. Diyeceğim o ki özellikle orta doğu ve uzak doğu da turist olduğunuz anda satıcılar, 10 katı fazla fiyat söyleyebiliyorlar. İyi pazarlık etmek gerekiyor.

Comments are closed.