Bursa+ Mardin+şapkalı 058-min

Mardin’ Kaçış Planı 36 Saat Cuma – Pazar

Dünya ‘da Venedik’ten sonra yapı dokusu bozulmamış ikinci şehir konumunda olan Mardin, tarihi ve kültür yapısı ile UNESCO ‘nun “Dünya Mirası Kenti Listesi ” girdi. Daha bozulmadan ne kadar dayanacağı bilinmez . Sırf bu nedenden dolayı bile bir an önce ziyaret edilmeyi hak ediyor! CUMA 1. GÜN GİDİŞ Cuma’dan Pazar’a , Mardin’e 36 saatlik Kaçış Planı için en uygun uçak, Anadolu Jet’in Sabiha Gökçen Havalimanından 19:15 te kalkan ve Mardin Havalimanına 21:05’te varan uçağı. Bavulu aldıydım, şehir merkezine indiydim derken, otele varışınız saat  22:00 yi buluyor. Otelde bir şeyler atıştırıp, güzel bir uyku çekip sabah erkenden uyanmak için ideal bir uçuş saati. Sanki bu kaçamak düşünülerek ayarlanmış gibi.

 

Anadolu Jet ile dönüş ise 21:35 te. Sabiha Gökçen Havalimanına varış 23:30 varış. Belki ertesi gün işe biraz uykulu gideceksiniz ancak yapmış olduğunuz kısa Mardin kaçamağının verdiği adrenalin, Pazartesini atlatmanızı sağlayacaktır…

 

CUMARTESİ 2. GÜN

Bursa+ Mardin+şapkalı 142-min

10:00 ARA SOKAKLAR

Otelde kahvaltınızı ettiniz ve Mardin sokaklarına çıktınız. Şehrin yeni tarafında oyalanmaya değmez, Mardin’de akla ilk gelen üstü üste setler halinde dizilmiş altın sarısı taşlardan oluşan şehrin eski kısmı.. Dünyanın en eski 3 şehrinden biri olan Mardin 2500 yıllık bir şehircilik anlayışını kendine özgü taşı ve mimarisiyle günümüze taşıyor.  Bu şehri  keşfetmenin en kolay yolu ise yürüyerek gezmek. Özellikle de şehir ile ilgili en ufak bir detayı bile kaçırmak istemiyorsanız…

 

Mardin Çarşısının ana yolu olan 1. Caddeye geldikten sonra (ki bu cadde tek yön) elinizde fotoğraf makinesi hemen ara sokaklara dalın. Mardin’in ara sokakları yazın gölge oluşturacak kadar dar, ama bir cenaze ve onu taşıyan 4 kişinin geçeceği kadar geniş yapılmış. Bu da şu müjdeyi veriyor: Araba yooook!!!! Ne bir korna sesi, ne ezilme tehlikesi , ne egzoz borusundan çıkan gazlar. Mardin taşından yapılmış o birbirinden güzel evler , konaklar insanı adeta büyülüyor. İlgimi çeken bir şey daha var. O da Sokakların pırıl pırıl olması.. Nedenini ise az sonra öğreniyorum.Mardin’in ara sokaklarına araba giremeyince, çöpleri toplamak için başka bir çözüm bulunmuş: Eşekler. Üstelik bu eşekler kadrolu… Kadrosuz olanlar ise turist taşıyor. Yani olur da yürümekten yorulursanız, taksi-eşekler emrinize hazır. Üstelik özel şoförlü!!!

 

ABBARALAR

Büyüleyen bir diğer özellik ise Abbaralar… Mardin şehirciliğinin en keyifli tarafı bu abbaralar çünkü bu yer altı köprüleri bir mahalleden diğerine saniyeler içinde geçmenizi sağlıyor ve üstelik çok güzel fotoğraf veriyorlar. Abbaraların alt kısmı kamuya ait, üst kısmı ise ev sahibinin mülkiyetinde…. Her abbaraya, hemen üstündeki konağa sahip olan  ailenin adı verilmiş. Burda kime sorsanız, söz konusu olan abbaralar olunca anında şair kesiliyorlar. Abbaralar için “Karanlıklar içinde ruh dinginliğinin ferah aydınlığa geçişinin simgesi” diyorlar.

Abbaralar eskiden aşıkların buluşma yeri , kabadayıların ise kavga mekanıymış.

Romantik olan bir şey daha var… O da Mardin’in taş evlerindeki taş süslemeler.

 

İnsan Mardin de dolaşırken her an kafasını gözünü yarabilir. Çünkü burada, binaların ve taş oymacılığının güzelliği karşısında büyülenip,bastığınız yere değil  hep havaya yani binalara bakıyorsunuz… Mardin yapılarında kullanılan taşlar çok özel. Bu taşlar ocaktan çıktığında yumuşacık oluyorlar.  Ardından gölgede işlendikten ve istenilen şekil verildikten sonra ışığa çıkartılıyorlar . Bu tür kireçtaşlarının tebeşirimsi özellik sunmaları, ince tane yapılı olmaları, çıkartıldıklarında rahatlıkla çizilebilecek özelliklere sahip olmaları ince işçilik için albenilerini arttırıyor.

 

11:30 TELLALAR ÇARŞISI

Ara sokaklar bir süre sonra sizi Tellalar Çarşısına getirecektir. Burada Hasan Özcan’ı  bulun. Bakır tepsi üzerine Mardin’in artık simgesi haline gelmiş olan başı kadın, vücudu yılandan oluşan bir figür olan Şahmaran’ı kabartma halinde işliyor. Size bir yandan Şahmaran’ın hikayesini anlatıyor, bir yandan bu bakır tabakları nasıl işlediğini gösteriyor. “Şahmaran’ın resmi hangi evde olursa o eve uğur ve bereket gelir” diyor. Bir bakmışsınız “alışveriş yapmayı düşünmüyorum” gibi havalı cümleler kurarken, tabakları üçer beşer çantanıza atmışsınız bile.

 

12:30 RIDO’NUN YERİ:

Acıktığınız zaman herkesin size vereceği adres aynı: “Rıdo’nun kebabını yemeden gitme!”

 

1920’lerde ilk kurulan dükkanda işletme bugün de devam ediyor.Dükkan son derece gösterişsiz. Yiyeceği yerde ambiyans arayanlardansanız Rıdo beklentileriniz hiç karşılamaz. 1980 lerden kalma banyo seramikleri pek hoş görünmüyor.Ancak aradığınız lezzet ise o zaman asla hayal kırıklığına uğramazsınız.Muhteşem! Rıdo’nun Mardin kebabı Anadolu’nun başka yörelerinde de kullanılan bıçak kıymasından yapılıyor. Kebap büyük bıçaklar kullanılarak etin elle kıyma haline getirilmesi ile hazırlanıyor. Kıymada kuzu ve süt danası eti kullanılıyor. Etler günlük olarak kasaptan alınıp etin sinirleri mutlaka ayıklanıyor. Kebap ısıtılmış lavaş ile birlikte servis ediliyor. Etin yağı ile ıslanmış lavaşın tadı harika. Bıçak ile kıyılan, yöresel kuzu kıymasının tadına doyamayacağınızdan eminim iyisi mi siz baştan 1,5 porsiyon söyleyin. Fiyatlar gayet uygun. Salata, garnitür, 1.5 kebap, lavaş, kola dahil Rıdo’dan  13 milyona kalktığımı bilirim. Üstelik kemerimi gevşetmek zorunda kalaraktan! Adres: 1. cadde no:203

 

14:00  KASİMİYE MEDRESESİ

Kasimiye Medresesi , özellikle de fotoğraf çekmeyi sevenler için bir şölen gibidir. Ama benim gibi fotoğraf karemde “mimari yapılarda insan unsuru” bulunsun diyenlerdenseniz o zaman Medresenin bekçisi ile yetinmek zorunda kalacaksınız çünkü burada ziyaretçiler dışında pek kimseleri göremiyorsunuz. Evlenemeyip evde kaldıysanız, patronunuzdan kurtulmak istiyorsanız, yeni Donald Trump olmak gibi hayalleriniz varsa doğru adrestesiniz çünkü Kasimiye Medresesinde , medresenin girişindeki havuza yanlamasına bozuk para atarsanız ve havuza girerse dileğinizin  gerçekleşeceğine inanılıyor. Bu paranın yanlamasına girmesi olayı ise pek zor. Buraya gelmeden önce evinizin küvetinde biraz alıştırma yapmanızı ve böylece bozukluklarınızın cebinizde kalmasını tavsiye ederim.

 

Akkoyunlu Hükümdarı Cihangir oğlu Kasım Padişah Mardin’e atandığı zaman şehri onarmak için hummalı bir faaliyete başlamış. Bu özverili çalışmasını taçlandıran ve günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta durabilen bu çok amaçlı medreseyi yaptırmış.

 

Bu medresenin içinde kapısı yarın insan boyunda olan 2-3 metrekarelik sınıflar var.. Kapıların bu kadar küçük yapılmış olma nedeni, içeriye giren kişiyi eğilmek zorunda bırakmak ve buna muteakip içerde bulunan kuran ve ilme saygıyı perçinletmek olduğu söylenegelir.

 

İslami düşüncede su ile insan yaşamı arasında kurulan bağlantı ise hayranlık uyandırıcı! Adeta küçük bir roman gibi…Çeşmeden akan su doğumu, döküldüğü yer çocukluğu ve gençliği, sonraki ince uzun bölüm olgunluk ve yaşlılık çağını temsil eder. Buradan büyük bir havuzda biriken su da ölümü anlatır. Bu su, havuzdan kanallarla büyük bir ovaya ulaştırılır. burada da toprağa geri döneceğimiz ve muhtelif yaşam formlarında tekrar doğacağımız anlatılır.

 

17:00 ALIŞVERİŞ

Tekrardan Mardin Çarşısındayız. Cercis Murat Konağı’ndaki akşam yemeğinden önce biraz alışveriş yapabilirisiniz. Buraya has bir sanat olan Telkari almak üzere dükkanların vitrinlerine bakıyorum. Kısaca gümüş tel işleme sanatı anlamına gelen “telkari”, ince tel haline dökülen gümüşün bükülmesiyle oluşturulan küçük motiflerin bir araya getirilmesi olarak biliniyor. Tümüyle el işçiliğine dayalı bir sanat. Telkari sanatı ile yaygın olarak tütün kutusu, sigara ağızlıkları, aynalar, tepsiler, kemerler, küpeler, kolyeler, düğmeler ve yüzükler yapılabiliyor. Ben iki küpe aldım ve 15 TL verdim. Ancak annem de çok beğendi ve Istanbul’a döndüğümde el koydu. Yani siz siz olun, hevesli aile üyelerini de hesaba katıp birkaç parça birden satın alın!

 

20:00 CERCİS MURTA KONAĞI’NDA AKŞAM YEMEĞİ:

 

Mardin’e gelip de , Cercis Murat Konağı’nda yememek, Mısır’a gidip piramitleri görmeden dönmekle eş gibi. “Gitmedim” dediğinizde “Haaay huuyyy” nidalarıyla karşılanıyorsunuz. Bu konağın olağan üstü geleneksel ve büyülü ambiyansı bir yana mönü inanılmaz. Gelen meze tepsisinde yok yok. 12 kepçeyi andıran kaşığın bir tabağa konması ile servis edilen mezeler ; muammara, Humus, Zeytin mezesi, Patlıcanlı meze, köy yoğurdu, nohut ve bezelyeli gibi farklı seçeneklerden oluşuyor. Ve hepsi birbirinden leziz! Cevizli ekmek ve ayran ile harika bir başlangıç yapıyorum.. Ara sıcak olarak ise Süryani usulü içli köfte sipariş ediyor ve keyiften kendimden geçiyorum. Ünlü güneydoğunun sert kakuleli kahvesi mırra ile nokta koyuyorum….Önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

 

Adres: Birinci Cadde No:517 MARDİN

Telefon: 0482 213 75 17

 

PAZAR 3. GÜN

Bursa+ Mardin+şapkalı 020-min

06:00 DEYRULZAFARAN MANASTIRI:

 

Evet çoğunuzun sesinizi duyar gibi oluyorum. ‘Saat sabah 6:00 mıııı!!!!!?????!!’ Hatta bu cümleyi biraz sitemkar bir sesle kurduğunuzun da farkındayım. Ama Deyrulzafaran manastırını ziyaret için en uygun gün ve saat Pazar günü saat 07:00 de çünkü o saatte ayin başlıyor. Ayinler Aramice yapılıyor.Yani Hz İsa’nın kullandığı ve konuştuğu dilde…

 

Mardin’in arabayla yaklaşık 45 dakika dışındaki DeyrulZafaran Manastırı görmeden dönülmemesi gereken yerlerinden…

 

5. yüzyıl’da yapılan DeyrulZafaran Manastırının  bulunduğu yer, milattan önce güneşe tapanlar tarafından Güneş Tapınağı olarak inşa edilmiş.

 

Burası daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılmış. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirmiş. 1932 senesine  kadarsa, yaklaşık 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgah yeri olmuş . 15. yüz-yıldan sonra da Manastır’ın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı Manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlanmış.

 

İçinde 32 süryani metropoliti ve patriğinin mezarı var. Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları insanı hemen etkisi altına alıyor. Manastır bugün de Süryani Kilisesi’nin önemli dini merkezlerinden biri. Mardin Metropoliti’nin ikametgahı olan Deyrulzafaran Manastırı, dünyanın dört bir yanına dağılmış Süryaniler tarafından dua ve bereket almak için sıkça ziyaret ediliyor. Metropolit çok tatlı ve sempatik bir adam. Benimle sohbet ediyor, merak ettiğim tüm soruları sabırla cevaplıyor.

 

Turkiye’de belki de ba$ka hicbir yerde goremeyeceginiz günnük agaclari vardir burada. Her daim misafirperver manastir ahalisi, bu agacin yapraklarindan alinan ufak tohumlarla cok farkli bir kokusu olan tutsu yakarlar kilisenin icinde.

 

Manastırın avlusunu çevreleyen duvarlarda bulunan taştan hayvan kabartmaları Nuh’un gemisine alınan hayvan türlerini tasvir ediyor. Manastır bu özelliği ile boz bir denizin içinde bir gemiyi anımsatıyor.

 

10.00: KAHVALTI

 

Sabahın köründe kalktığınız için muhtemelen kahvaltıyı atladınız . Ama önemli değil.Deyrulzafaran Manastırı’nın girişinde bulunan kafeteryada konuklara safranlı çay ikram ediliyor. Tadına bakmadan dönmeyin

 

Manastırın açılış ve kapanış saatleri var. Yaz aylarında 09:00-11:30 ile 14:00-17:30,Kış aylarında ise 08:00-13:30 ile 13:30-16:00 arası açık…

 

11:30 NASRA TEYZE:

 

 Deyrulzafaran ve Mardin’deki diğer kiliselerin  en önemli dekoratif ayrıntılarından biri duvarlarını süsleyen perdeler. “Bunları kim yapıyor?” diye sorduğumuzda ise herkesin cevabı tek: “Nasra Teyze”.

 

Bu perdelerden satın almak ve Süryanilerin meşhur ev şarabı olan testi şaraplarından satın almak isterseniz Nasra Teyze en iyi adres.

 

Süryani boyama sanatının en son temsilcisi 85 yaşındaki Nasra Şimmeshindi, Mardin’de hâlâ işbaşında. Ortadoğu’dan ABD’ye pek çok kiliseyi Nasra teyzenin perdeleri ve örtüleri süslüyor. Nasra teyze babası İsak ve amcasının mesleğini küçük yaşlardan beri devam ettiriyor. Zaten ona tüm bildiklerini  babası öğretmiş.

 

 Kapısını çaldığımızda bir Süryani efsanesini kumaş ile buluşturmakta idi… Nasra Mardin’de bu sanatı icra eden en son kişi. O ölünce bu sanat da tarihe karışacak maalesef… Nasra Teyze oldukça yaşlı ve bu örtü ve perdeleri evinde sergiliyor. Yani eğer satın almaya niyetiniz yoksa, bu tatlı dilli, bedeni yorgun hanımı yormayalım….

 

Evine, şehrin girişindeki Güven Eczanesi’nin yanından giriliyor…

 

Örtülerin fiyatları farklı farklı. 50 Tl’ye de var. Örtü büyüp işçilik arttıkça 250 Tl ye kadar çıkabiliyor.

14:00 MARDİN MÜZESİ:

 

Son derece ilginç parçaların yer aldığı müzey mutlaka gezin.

 

Müzedeki eserler; M.Ö. 4000’den, M.Ö. 7. yüzyıla kadar olan döneme ait eserler. O nedenle oldukça çarpıcı.. Arkeolojik salonlarda Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Büyük Selçuklu, Artuklular ve Osmanlı devirlerine ait tabletler, silindir ve damga mühürler, kült kapları, figürinler, metalden bızlar, takılar, keramikler, altın, gümüş ve bakır sikkeler, gözyaşı şişeleri ve kandiller sergilenmekte. Mardin ve çevresine, bilhassa Midyat İlçesi’ne özgü gümüş işlemeciliğinin seçkin örnekleri olan kolyeler, küpe, bilezik, halhal, alınlık, saçlığın yanı sıra, eski giysiler, kılıçlar, kahve (mırra) takımları, hamam eşyaları, tespihler, ısınma araçları ve bakır eşyalar da gezilebilir…

 

Adres: 1.Cadde, Cumhuriyet Alanı

NEREDE KALINIR:

Bursa+ Mardin+şapkalı 077-min

Mardin demek taş ev demek, o nedenle benim önerim şehrin eski bölümünde yer alan taş konaklarda kalınmasıdır.

 

ERDOBA KONAKLARI: Mardin’i tam anlamıyla yaşamak için en iyi seçenek Erdoba Konakları. dört konaktan oluşuyor. Konaklardan biri yeni ve tuvaletleri de içinde.

 

Odaların dekorasyonu ve sosyalleşme alanları çok sıcak ve geleneksel…

 

Adres: 1. Cadde No: 135 Mardin

 

Tel: 0 482 212 76 77

 

http://www.erdoba.com.tr

 

ZİNCİRİYE BUTİK OTEL: Otel geçmişte ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle beraber Sultan İsa Zinciriye Medresesinde çalışan taş ustalarının barındığı içinde yaşadığı ve yapılırken ustalarında bu tarihi eve katkıda bulunduğu mimari sanatın yansıdığı görülmekte.

 

5 suit , 1 kuyu oda , 4 kayıp oda ve 5 standart olmak üzere 15 odamız mevcuttur.Otel havasından uzak adeta bir ev havasında hizmet vermektedir.

 

Odalarımız tarihin içinde olmakla beraber günümüze uygun modern banyolarıyla , mini bar , digiturk , internet gibi hizmetler sunmaktadır.

 

Adres: Zinciriye Medresesi Karşısı Medrese Mahallesi Sok:243 No:13 MARDİN

 

Tel   : + 482 212 48 66 – +90 482 212 48 25

 

Ana Sayfa

Comments are closed.