Bahama Adaları, muhteşem bir tatilin sembolü olarak zihinlerimizdeki yerini almıştır. ‘Selpak’ nasıl kağıt mendil ile özdeşleşmiş ise, Bahamalar’da ‘eşsiz bir tatil’ ile bütünleşmiştir.
Piyangodan para çıkarsa herkesin ilk yapacağını söylediği şey ya Bahama Adalarına gitmektir ya da (büyük ikramiye çıktıysa) Bahamalar’dan bir ada satın almaktır. Kara para ile işi olanların da durumu pek farkı değil. Tek fark onların Bahamalara, Zürih üzerinden gitmeyi tercih etmeleridir.
Tatilde marka
Meksika’ya gittim, Hawai’ye gittim, Phuket’e gittim’. Bunların hepsi, dinleyen tarafın mız mız ve ruhsuz bir ‘hı-hı’ sesiyle karşılanır. Ama ne zamanki ‘bahama adalarına gittim’ cümlesi ağzınızdan çıkar işte o zaman karşı taraftan ‘Woowwww. Anlatsana’ tepkisi ile karşılaşırsınız. Bahama Adalarının markalaşması boşa değil tabii.
Bahama doğal güzelliği, turkuvaz rengi denizin, beyaz kumun yanı sıra, bu güzelliği korumadaki bilinciyle de bu şöhreti elinde tutmayı başarmış.
Bahamalar ismini İspanyolca’da ‘sığ deniz’ anlamına gelen ‘baja mar’dan almıştır. ABD’nin Florida eyaletinin güneydoğu kıyısı açıklarında, Küba ile Haiti ve Dominik Cumhuriyeti’nin kuzeyinde yer alan Bahama Adaları, 700 kadar ada ile sayıları 2400’e ulaşan çıplak kaya oluşumunu kapsar.Bu kadar ada dezavantaj değil, aksine avantaj. Çünkü her biri farklı. Adeta farklı karakterdeki insanların kendilerine en uygun olanını bulup seçmeleri için özel olarak tasarlanmış.
Eğer medeniyet ve eğlence olmadan yaşayamam diyenlerdenseniz o zaman başkent Nassau tam size göre. Ancak aradığınız sessizlik, minimum insan ve şehir hayatından mümkün olduğunca uzak bir yer ise, Bahama’da sadece fener evinde telefon bulunan ve başka bir iletişim olanağı bulunmayan adalar da mevcut.
BAHAMA’DA DALIŞ VE KÖPEKBALIKLARI
Bahama Adaları dünyanın üçüncü en büyük resif duvarına sahip. Ve dünyadaki mercanların yaklaşık % 15 ‘i yine bu takım adalarında bulunmakta… Bu çok teknik cümlenin türkçe meali ise şu: Dalgıçlar için bir cennet!.
Birbirinden renkli tropikal balıklardan söz etmeyeceğim bile. Nassau ve Freeport’a dalmaya gelen çoğu dalgıcın niyeti tüyler ürperten cinsten: köpekbalıklarını elleriyle beslemek!
“Ama bunlar köpek veya kedi değil ki!!”
Bahamalar’da yetişen resif köpekbalıkları ile hemşire köpekbalıkları en zararsız türler arasında. Çünkü tabağında görmeyi arzu ettiği yiyecek çok şükür ki siz değilsiniz. Ancak dalgıçların ısrarla söylediği bir şey var : Köpekbalıkları evcil hayvanlar değil. Türkçe meali: Sağları solları belli olmaz!
Köpek balığı dalışı basit gibi görünüyor:Grup dalıyor. Herkes dizlerini kuma oturtuyor. Daha sonra köpekbalıkları için hazırlanan ve kovayı andıran yem tam ortaya bırakılıyor. Ve köpekbalıkları yavaş yavaş gelmeye başlıyor.Ama Tabii yemeğe ulaşmak için sizin aranızdan geçebildiği gibi, zaman zaman kazara sırtınıza filan çarpabiliyor.Türkçe meali: PANİK!!!
Bu da nefeslerin daha sık alınmasına ve tüplerdeki oksijenin daha çabuk bitmesine neden olabiliyor.
Ağırlıklı olarak Williams Wreck’te gerçekleştirilen dalışlar sırasında turu düzenleyen dalgıçların ısrarla üzerinde durdukları ve bu tura katılan cesur dalgıçlara belirttikleri bir nokta var:” Kollarınız hep önünüzde bitişik bir şekilde dursun. Çünkü köpek balıkları onu balık zannedip kapabilir!” Bu cümle herkesi gererken eğitmenlerin hepsi gayet rahat. Hatta aralarında köpekbalıklarını ellerine taktıkları çelikten yapılmış özel eldivenlerle besleyebilenler bile çıkabiliyor. İnsan bu manzarayı görünce, Akmerkez’de bir restoranda birbirlerini elleriyle besleyen sevgililer aklına geliyor. Tek fark karşıdaki sevgili, her an diğerinin dişleri arasında mideye inebilir.
Köpek balığı dalışı bittikten sonra herkesin tek derdi kumların üzerinde az önceki köpek balıklarından düşen ve hatıra olarak saklayabilecekleri bir dişin olup olmadığı.
Böyle bir dalış deneyimi için para ödemek bir yana, üzerine para almaları gerektiği görüşü ise herkesin ortak fikri…!
BAHAMA PLAJLARI
Deniz’in altındaki hareket, denizin yüzeyine gelindiğine yerini huzura bırakıyor. The Abacos’taki Treasure Cay plajı Karayip’lerdeki en güzel 10 plajdan biri seçilmiş.Birkaç adım ötesinde yer alan Coco Bar’da içeceğiniz Bahama stili tatlı kokteyller ise, karşınızda duran manzaranın gerçek olup olmadığını sorgulatan cinsten…, Harbour Island’daki uçuk pembe kumuyla ünlü Pink Sand’s Beach, yine ziyaret edilmeden dönülmemesi gereken plajlardan. Bu plajdaki pembe kum, özel bir mercan sinek türü olan Foraminifera’ların ölmesinden sonra kıyıya vurması ile oluşmuş. Pembe Kum’da snorkel yapmanın zevki ise bambaşka…The Berry Adalarındaki Chub plajı, yine Harbour Island’daki Light House Beach Bahama’ların şöhretine şöhret katan en ünlü plajlardan diğerleri… Çoğu insanın favorisi, bu plajlarda yüzmek yerine diz boyuna kadar olan kısımda oturup saatlerce sohbet etmek. Su o kadar davetkar ki, şezlonglarda geçirilen her saniye, insana çöpe atılmış gibi geliyor.
DENİZ VE GÜNEŞ’TEN SIKILANLAR
“Ne deniz güneşi, ben kuşları görmeye geldim!”
Hiç duymayacağımızı düşündüğüm bir cümleydi ama evet… Bazı ülkeleri ziyarete gelen turistlerin ağzından böyle şeyler çıktığı oluyor.
Bahama bir kuş cenneti. Amerika, Kanada ve Avrupa’da görülemeyen 28 kuş türü var ve ellerinde dürbünleri bu kuşları görmeye gelenlerin sayısı hiç de az değil. Abaco Papağanı bu türlerin en popüleri ve adeta adayla özdeşleşmiş.
YAPMADAN DÖNMEYİN
- Bahama’nın özgün müziğini dinleyebileceğiniz ve yemeklerini tadabileceğiniz, Temmuz ayındaki Junkanoo Yaz Festivali’ni kaçırmayın.
- Balık tutun, Yelkenli ile tura çıkın.
- Nassau’daki hasır ve elişleri pazarından alışveriş yapın.
- Androsia’daki Androsia Batik Fabrika’sından ucuza alışveriş edin.
- Kendinize güveniyorsanız Ağustos ayındaki BERNİE BUTLER BASRA yüzme maratonuna katılın. Uzun sürüyor ama su daima sıcak olduğu için üşütmüyor…
- 1647’de Kaptan William Sayle Preachers’ın gemisi batınca bir süre sığındığı Preachers Mağarasını ziyaret edin.
- Abaco Milli Parkını ziyaret edin.
- Abacos’taki Blue Beer Bar’a gidin ve dünyaca ünlü Goombay Smash içkisini yudumlayın.
- Bahama’ya has bir bot türü olan , ve sığ denizlerde yol alabilmesiyle nam salmış olan ‘Binimi Boatfisher’ın yapılışını mutlaka görün. (Bimini Boat Building: 242-347-2178, 242-464-5113)
- 1968 yılında Bimini yakınlarında keşfedilen ve Kayıp Şehir Atlantis’in kalıntıları olduğu iddia edilen kalıntılara dalıp, kendi gözlerinizle görüp, bu tarihi kararı siz verin.